DEVAM: 136- SEHV
SECDELERİNİ SELAMDAN SONRA YAPAN HAKKINDA GELEN (HADİSLER) BABI
>حَدَّثَنَا
هِشَامُ بْنُ
عَمَّارٍ،
وعثمان بْن
أبي شيبة.
قالا:
حَدَّثَنَا
إسماعيل بْن
عياش، عَن
عبيد اللَّه
بْن عبيد، عَن
زهير بْن سالم
العنسي، عَن
عَبْدُ الرحمن
بْن جبير بْن
نفير، عَن
ثوبان؛ - قال
سمعت رَسُول
اللَّهِ
صَلَى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسلَّمْ
يقول ((في كل
سهو سجدتان،
بعد ما يسلم)).
Sevban (r.a.)'den
rivayet edildiğine göre kendisi: Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'den işittim, şöyle buyurdu, demiştir:
«Her sehiv için
selamdan sonra iki secde vardır.»
AÇIKLAMA: İbn-i Mes'ud (r.a.)'ın hadisini Müslim, Tirmizi ve
Nesai de rivayet etmişlerdir. Müslim'in İbn-i Mes'ud (r.a.)'den rivayeti
şöyledir: ''..... Nebi (s.a.v.l, sehiv secdelerini selam ve kelam (= konuşma)
dan sonra etti"
Sevban
(r.a.)'ın hadisini Ebu Davud, Darekutni ve Tahavi de rivayet etmişlerdir. Bu
hadisin zahirine göre namazda yapılan her sehiv için iki secde yapılır. İbn-i
Ebi Leyla bununla hükmetmiştir. Buna göre mesela: 4 sehiv yapılırsa 4 defa
sehiv secdesi yapılır. Toplam 8 secde olur.
Bazıları: Sehiv
çeşidi ayni olduğunda iki secde yeter, sehiv çeşidi müteaddit ise her çeşit
için iki secde yapılır, demişlerdir.
Cumhur'a göre
sehiv sayısı ve nevileri ne kadar olursa olsun, hepsi için iki secde yapılır.
Yani namazda kaç hata yaparsa yapsın sadece iki secde yapılır.
EI-Mühezzeb
yazarı: Çünkü eğer her sehiv için ayrı ayrı sehiv secdesi icap etseydi, sehiv
yapıldığında hemen secde edilecekti. Secdenin, namazın sonuna bırakılması,
namazdaki bütün sehivlerin toplatıldığına delalet eder, demiştir.
Cumhur, Sevban
(r.a.)'ın hadisini zayıf görmüştü. Çünkü senedindeki ravi İsmail bin Ayyaş
aleyhinde konuşulmuştur. Beyhaki: 'Bu hadisi yalnız İsmail bin Ayyaş rivayet
etmiştir. El-Iraki, bu hadisin muztarib olduğunu söylemiş, Zehebi de
El-Esrem'in bu hadisin mensuh olduğunu söylediğini nakletmiştir,' der.
EI-Menhel
yazarı yukarıdaki nakilleri verdikten sonra şöyle der: "Hadis, sahih
olduğu takdirde de yorumu şudur: 'Tüm sehiv için iki secde yeter.'
Beyhaki'nin
Aişe (r.anha)'dan rivayet ettiği: ''İki secde fazlalık ve eksikliğin tümünden
bedel kafidir.''
Subulu's-Selam'da:
'Hadis, sehiv secdesini gerektiren haller sayısınca secde edilmesinin
gerekliliğine delalet etmez. Bilakis, hadis, namazında sehiv yapan herkes için
umumidir. Yani kim namazda ne gibi bir sehiv yaparsa, onun için iki secde
meşrudur. Sehiv secdesi, Nebi (s.a.v.)'in sehiv yaptığı yerlere veya sehiv
türüne mahsus değildir. Kişi başka bir nevi sehiv yapsa veya namazın başka
yerinde yapsa yine sehiv secdesi etmesi meşrudur. Hadisi böyle yorumlamak,
zahirine göre manalandırmaktan evladır. Çünkü böyle yorumlanınca Zü'l-Yedeyn
(r.a.)'ın hadisine uygun olur.' demiştir.
Evzai: Eğer
namazdaki sehivler yalnız namazdaki fazlalıklara ait ise veya yalnız
noksanlıklarla ilgili ise iki secde yeter. Şayet bir sehiv fazlalıkla, diğeri
de noksanlıkla ilgili ise dört secde gerekir, demiştir. Fakat bu ayırıma
delalet eden delil yoktur.
SEHV SECDESİNİN
SELAMDAN ÖNCE VEYA SONRA YAPILACAĞINA DAİR ALİMLERİN GÖRÜŞLERİ :
1- Hanefi
alimlerine ve Süfyan-i Sevri'ye göre sehiv secdesi selamdan sonra yapılır. Ali,
Sa'd bin Ebi Vakkas, Ammar bin Yasir, İbn-i Mes'ud, İmran bin Husayn, Enes ve
Muğire bin Şu'be (r.anhum) böyle hükmeden sahabilerin bir kısmıdır. Bu hükme
katılan tabiilerin bir kısmı Ebu Seleme bin Abdirrahman, Hasan-i Basri, Nahai,
Ömer bin Abdülaziz, Abdurrahman bin Ebi Leyla ve Saib (r.anhum)'dur.
Bu gruptaki
alimlerin delilleri 1211, 1213, 1214, 1215 ve 1218 nolu hadislerdir. Bunlara
göre sehiv hali ister namazdaki bir fazlalıkla ilgili olsun; ister eksiklikle
ilgili olsun hüküm budur.
2- Şafii'nin
cedid kavline göre, sehiv türü ister noksanlık, ister fazlalıkla ilgili olsun
sehiv secdesi selamdan önce edilir. Ashab-ı kiram'dan Ebu Hureyre, Ebu Said-i
Hudri, İbn-i Abbas, Abdurrahman bin Avf ve Muaviye (r.anhum)'un kavli budur.
Zühri, MekhuI, Evzai, Leys bin Sa'd ve İbn-i Ebi Zi'b (r.anhum) da bu hükme
katılmışlardır. Tirmizi: Medine-i Münevvere Fıkıhçılarının ekserisi böyle
hükmetmiştir, der.
Bu grubun
delilleri ise 1207, 1208, 1209, 1210, 1216 ve 1217 nolu hadislerdir.
3- Malik, Ebu
Sevr, El-Müzeni ve başka bazı alimlere göre eğer sehiv hali bir noksanlıkla
ilgili ise selamdan önce secde edilir. Şayet bir fazlalık hali için ise
selamdan sonra secde edilir. Şafii mezhebinin böyle bir kavli de vardır.
Fazlalık halinde secdenin selamdan sonra yapılmasının delili 1211 nolu ve
benzeri hadislerdir. Noksanlık için secdenin selamdan önce yapılmasının delili
de 1206 nolu ve benzeri hadislerdir. Namazda hem noksanlık hem fazlalık la
ilgili sehiv olunca noksanlık hali ağırlık kazanarak secdenin selam'dan önce
yapılacağına Malik hükmetmiştir.
İbn-i
Abdi'lberr: Malik'in kavline göre hükmedilince tüm hadislerin işlerliği
sağlanmış olur. Bütün hadisleri istimal etmek bir kısmının diğer bir kısımla
mensuh olduğunu iddia etmekten evladır. Fazlalık ve noksanlık hallerinin
arasındaki fark görüş açısından açıktır. Çünkü noksanlık nedeniyle edilecek
secde, eksikliğin onarımıdır. Namazdan çıkıldıktan sonra tamir etmek muhaldır
(geçersizdir). Fazlalık sebebiyle edilecek secde is.e şeytanı kızdırmak ve
çatlatmak içindir. Bunun namazdan sonraya bırakılması uygundur.
İbnü'l-Arabi
demiştir ki Malik'in kavli daha isabetlidir, diye malümat vermiştir."
4- Ahmed ve
Şafii'nin arkadaşlarından Süleyman bin Davud: Sehiv secdesi hakkında varid olan
her hadis, varid olduğu sehiv halinde tatbik edilir. Hakkında hadis varid
olmayan sehiv halleri için yapılacak secde ise selamdan önce edilir,
demişlerdir.
5- Bazı alimler
de: Nebi (s.a.v.)'in selamdan önce de, selamdan sonra da sehiv secdesi ettiği
sabittir. Bunun için kişi serbesttir. Dilerse selamdan önce, isterse selamdan ,
sonra secde edebilir, demişlerdir. İbn-i Şeybe, Ali bin Ebi Talib (r.a.)'ın
böyle dediğini rivayet etmiştir. Rafii de Şafii'den böyle bir kavil
nakletmiştir.
Kadı iyaz ve
Şafii'nin arkadaşlarından bir cemaat:
Fazlalık veya
noksanlık için selamdan önce veya selamdan sonra sehiv secdesinin
yapılabileceği hususunda alimler arasında bir ihtilaf yoktur. ihtilaf, efdal
olanın hangisi olduğu hakkındadır, demiştir.